Önümüzdeki 5 yıl içinde sektörün nasıl şekilleneceğini hepimiz merak ediyoruz. Tahminlerimiz genelde diğer Akdenizli Avrupa ülkelerinde olduğu, ilk üç markanın payının yüzde 30’ları aşmayacağı yönünde. Bu tahmini yerli zincirlerin artık örgütlü olması, Ahi teşkilatına uzanan yüzlerce yıllık geleneğin yok olamayacağı ve özellikle Anadolu’da tüketicilerin yerli markalarına bağlılık göstereceği gibi kriterleri dikkate alarak yapıyoruz.
Osmanlı ile İpek ve Baharat Yolu’nda tarihleri kesişen İtalya, İspanya ve Portekiz üçlüsü, yerli perakende açısından örnek aldığımız modelleri oluşturuyor. Modern perakendecilik tarihimiz de kesişirse Türkiye bu üç ülke ile benzer yapılanmada ilerleyebilir. Ancak suyun akış yönünü bir anda değiştirebilecek olayları da yaşayabiliriz.
Senaryoların en bilineni tabi ki Wal – Mart’ın Türkiye’ye girmesinin Carrefour, Tesco ve Metro Group’u da tetikleyeceği ve dörtlünün seri satın almalara girişeceği. Bu senaryo için oyuncular hazır, filme çekilmesine ise tam da bugünlerde karar verilecek. ABD’li zincir Migros’u alarak Türkiye perakendesine adım atarsa ve kendisinden beklenilen agresifliği sergilemeye başlarsa suyun akışını değiştirebilir.
Dişine göre tek satınalma fırsatını es geçip Migros’u ve dolayısıyla Türkiye’yi kendi haline bırakırsa, geçmiş yıllarda olduğu kadar Wal – Mart’ı konuşmayacağız bundan sonra demektir. Wal – Mart’ın konuşulmadığı bir sektörde ise yerel ulusal dengesi, uzun süre önemli bir değişime uğramayacaktır.
Dolayısıyla sektörün kaderinin çizileceği altı aylık bir döneme girdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder