Amerika, israil, Hollanda, Almanya gibi ülkelerin kullandığı yarasa gübresi, organik tarımda tercih edilirliğini her geçen gün artırıyor
Yarasa Gübresi, Organik Tarım 'da humus zenginleştirmede, kullanılıyor. Diğer organik gübrelere nazaran mikro organizma sayısı ve işlevi çok daha yüksek. Her türlü bitki yetiştirme sisteminde kullanılabilir bitki tarafından direk absorbe edilebilir enzim ve mikro elementler ilave eder.
Bu gübrenin önemli bir özelliği ise kokusuz olması. Yarasa gübresinin organik üretim dışında ikinci bir faaliyet alanı ise kozmetik. Bu yazıyı okuyan kadınlara kötü haber gelebilir ama en kaliteli dudak parlatıcıları ve yüz kremlerinin ana maddelerinden biri yarasa gübresi.
Bu gübre toprağa karışım yapıldığında toprağın su gereksinimini azaltır; kullanıldığı bitki, kısa sürede başta kökleri olmak üzere yaprak ve boybatda çok hızlı bir gelişme gösterir. Bitkiye etki eden dış faktörlerden humul, kızılcık gibi böcekleri uzaklaştırdığı gözlenmiştir.
Amerika organik tarım firmaları yüzde 88 oranında yarasa gübresi kullanılmaktadır.
Önemli bir mağara potansiyeli olan Türkiye'de de son yıllarda bu işe yatırım yapan birçok firma var. Yarasa gübresi çıkarmak oldukça zor ve tehlikeli bir iş, özel teçhizat, iyi eğitimli personel gerektiriyor. Türkiye'de özellikle Ege Bölgesi'ndeki mağaralardan çıkarılan yarasa dışkısı birinci sınıf olarak kabul görüyor ve dünya çapında alıcı bulabiliyor.
13 Eylül 2010 Pazartesi
23 Ağustos 2010 Pazartesi
Hiç Anlamadım Ben, Bu Nasıl Oluyor?
Alman çevirme piliç markası WienerWald, Türkiye’de bir yılda 30 restoran açarak markanın 55 yıllık tarihindeki rekorunu kırdı.
İyi güzel ama ben bu işi hiç anlamıyorum.
WienerWald, Almanya ve Avusturya'da güçlü bir zincir. Ancak bu zincirin gücü Almanlar'ın akşamüstü buluşma mekanı olmasından kaynaklanıyor. Orada akşam işten çıkınca WienerWald'a uğrayıp bira, patates yapmak artık geleneksel. Yanında da envai çeşit tavuk yiyebiliyorlar. Mutfak konusunda tam bir kazma olan bu ülkeler için bulunmaz hint kumaşı.
Ancak Türkiye'de WienerWald'ın içki ruhsatı yok. Yani bira patates olayı yok. Yemeklerin ise tavuğun üzerine bir takım baharat ve otlar atmak dışında hiçbir esprisi yok. Herhangi bir esnaf lokantasında tavuk yemeği söyleyip "Hocam şunun yanına biraz nane, kekik getir" dediğinizde 5 veya 6 TL öderken, burada naneli tavuk yediğinizde 12 lira ödüyorsunuz.
Birayla özdeşleşen bir markanın bira satmadan, mutfağında yüzyıllardır 40 çeşit tavuk yemeği pişen bir topluma üstüne azcık nane döküp, acayip fiyata tavuk yedirmesini, bir da başarılı olup yılda 30 restoran açmasını ben anlayamıyorum.
Bu arada ilginç bir not; "WienerWald Türkiye Yöneticisi Kaan Bilbay, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu. Bir tesadüf sonucu WienerWald temsilcileriyle tanışmış. Bu kişiler Türkiye'ye girmek istediklerini söyleyince onlara ‘Deli misiniz, Türkiye’de tavuk mu satılır, her yerde tavuk var’ demiş. WienerWald yetkileri ise onu akşam yemeğe davet etmiş, çalışma sistemlerini anlatmış ve işe ikna etmiş.
Neticede ise ilk yıllarında 24 milyon Euro ciro yapmışlar ve 30 mağaza açmışlar.
Bu gerçek bir başarı hikayesi midir? Veya biz gün geçtikçe damak zevki giderek daha körleşen, mutfak kültürü ölen bir ülkeye mi dönüşüyoruz?
Karar sizin...
Afrika'da Üçüncü Yatırımcı
2000'li yılların ortalarında Afra, Sudan'da bir market açılışı yapmıştı. Oldukça büyük ses getiren bu açılışa Türkiye'den de kalabalık bir basın grubu götürülmüştü. Öte yandan açılış sırasında söz verilen şarkıçının sahneye çıkmaması sonucu daha ilk günden mağazanın camları indirilmiş ve yağma yaşanmıştı. Şimdi adını hatırlayamıyorum ama bu şarkıcı Sudan'ın İbrahim Tatlıses'i gibi bir şeydi.
Sonrasında bu yatırımın ömrü çok uzun sürmedi ve Afra Sudan'dan çekildi. Nihayetinde mağazalarını Makromarket'e satarak perakendeden tamamen çekilmeleri de çok zaman almadı.
İkinci deneme olan Bim'in Fas macerası ise ilkinin aksine gayet başarılı gözüküyor ve gün geçtikçe büyüyor. Bunda Bim'in mağazacılık tarzının Afrika halkının alım gücüne uygunluğu, Fas'ın Sudan'a göre siyasi ve ekonomik istikrarının yüksek olması gibi etkenler var. Bu konu hakkında daha detaylı bir yazı yazmayı ilerleyen günlerde düşünüyorum.
Şimdilerde ise yerli perakendenin önemli isimlerinden KİM'in böyle bir niyeti olduğunu duyuyoruz. Ülke ise yine Sudan. Açıkçası Afra'nın kötü tecrübesinin ardından ben Fas ya da Tunus gibi ülkeler dururken Sudan'ı tercih etmezdim. Öte yandan KİM de bu kararı tek başına durup dururken almış değil. Firmanın yöneticileri Sudanlı bir yatırım gurubunun daveti üzerine bu ülkeye gitti.
Görüşmelerin olumlu geçtiği ve bu yatırımın yakın tarihte ciddi şekilde hayata geçme olasılığının yüksek olduğu açıklandı. KİM'in şu anda ise İstanbul ve İzmit’te toplam 52 şubesi bulunuyor.
Wal-Mart, Daha Az Sattı, Daha Çok Kazandı
Wal-Mart yazılı açıklamada tüketicilerin harcama eğilimindeki zayıflığın devam etmesinin beklendiği bu nedenle kârlılığı arttırmak için harcamaları kısmaya odaklanıldığı belirtildi.
Açıklamada uygulanan sert indirimlerin bile satışları istenilen düzeyde arttırmadığı vurgulandı.Wal-Mart‘ın 31 Temmuz’da biten üç aylık dönemdeki kârı 3 milyar 600 milyon Dolar oldu. Şirketin bir önceki yılın aynı dönemindeki kârı 3 milyar 48 milyon Dolar’dı.
Toplam gelirler de yüzde 2,8 oranında artarak 103,7 milyar dolara yükseldi. En az bir yıldır açık olan mağazalardaki satışlarsa yüzde 1,8 oranında geriledi.
Yıl başından bu yana yüzde beşin üzerinde gerileyen Wal Mart hisseleri açıklamanın ardına yükselişe geçti.
19 Ağustos 2010 Perşembe
Japonlar Türk Göbeği Yapacak
Merkezi Japonya'nın Tokyo kentinde bulunan Türk firması Baharu'nun Yönetim Kurulu Üyesi Soner Öner, baklavadan zeytinyağına, balıktan kuru üzüme kadar onlarca ürünü Japon damak tadına ''Marre'' markasıyla sunduklarını, Türk ürünlerine yarattıkları güven sayesinde meslektaşlarının bu ülkedeki yolunu açtıklarını söyledi.
Öner, 12-13 saat süren uçak yolculuğuyla ulaşılabilen, bu zorluk nedeniyle de Türkiye'nin pazar arayışında ihmal ettiği Japonya'nın aslında Türkiye için önemli bir pazar alternatifi olduğunu söyledi.
Kişi başı 36 bin dolarlık yıllık milli gelirle dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alan Japonya'ya 12 yıldan beri Türk gıda ürünlerini pazarladıklarını, ilk yıllarda önemli zorluklar yaşadıklarını ancak, ''marre'' markasıyla sundukları bu ürünlere artık güven oluştuğunu anlatan Öner, ''Pirinçten başka her şeyin satın alındığı Japonya'da Türk markasına güveni sağlamanın huzurunu yaşıyoruz'' dedi.
Şirketlerinin yönetim kurulu başkanlığını uzun yıllardır Japonlarla ticaret yapan ve Türkiye'de tekofaks ile tanınan Ayhan Bermek'in yürüttüğünü belirten Öner, onun tecrübelerinin şirketlerinin başarısında öncelikli paya sahip olduğunu söyledi.
Öner, salçadan ayçiçek ve zeytinyağına, incirden meyve suyu, kayısı, salça, makarna, baklava, balık ve kuru üzüme kadar onlarca Türk gıda ürününü Japon damak tadıyla buluşturduklarını belirterek, ''Aslında Japonlar'ın damak tadıyla Türk damak tadının benzerliği bile yok. İlk zamanlar Japonlar bu tatları yadırgadılar ancak, şimdi severek tüketiyorlar'' dedi.
Japonya'daki dev market zincirleriyle çalıştıklarını ifade eden Öner, ''Japonlar Türk halkını seviyor. Burada kendi ülkemizde gibi yaşıyoruz. Gönül bağlılığı ticaretimizdeki sorunları aşmamıza da yardımcı oluyor. Japonlar ürün alırken kılı kırk yararlar ancak, bir kez güvendikleri zaman da asla vazgeçmezler'' diye konuştu.
Tesco, Carrefour'a Göz Kırptı
İngiliz perakende devi Tesco, Carrefour’un Asya’daki yatırımlarıyla ilgilenebileceğini açıkladı. Tesco’nun CEO’su Sir Terry Leahy The Financial Times’a yaptığı açıklamada Carrefour’un Asya’daki özellikle de Tayland ve Malezya’daki mağazalarının kendileri için gayet uygun olabileceğini belirtti.
Leahy yaptığı açıklamada, “Firmamız açısından bakıldığında, yapılan yatırımları devralmak mantıklı bir karar olarak görünüyor ama elbette karar verme durumunda fiyat çok önemli bir faktör. Daha önce de bölgedeki fırsatlara yönelik Homever kuruluşunu (2008 yılında Carrefour tarafından satın alınan Koreli firma) satın almıştık” dedi.
Carrefour’un satılığa çıkan yatırımlarıyla ilgilenme ihtimali olan başka firmalar da mevcut. Bunlardan biri olan Fransız perakende zinciri Casino, potansiyel fiyat teklifi konusunda görüşmek ve tavsiye almak üzere şimdiden Deutsche Bank’tan randevu aldı.
Carrefour’un mağazalarını satışa çıkarma sebeplerinden en önemlisinin, gücünü dağıtmak yerine pazar lideri olma potansiyelinin mevcut olduğu pazarlara odaklanmak, gücünü bu pazarlar üzerinde yoğunlaştırmak istemesi olduğu biliniyor.
18 Ağustos 2010 Çarşamba
Carrefour'dan İlginç Hamle
Perakendeci olarak bildiğimiz Carrefour, enteresan bir hamle yapıyor. La Parisien Gazetesi’nin haberine göre Carrefour Total Benzin İstasyonları’ndaki dükkanların tedarikçisi oluyor. İlk etapta 4500 benzin istasyonunun 2000’ini kapsayacak anlaşma sonucu dükkanların ismi değişmeyecek.
Bu anlaşmayla Carrefour çok daha fazla alkolsüz içecek, çerez, şekerleme, bisküvi satacak ve bunu tedarikçilere olan pazarlıklarına yansıtacak.
IKEA, Paris Metrosuna El Attı
IKEA'nın kütüğü keselim, beyaza boyayalım, uygun fiyata satalım, yanına da 15 tane köfteyi yedirelim mantığı Fransa'da çok işlemiyor. Bunun nedeni Fransızlar'ın zevklerinin İsveç zevkleriyle örtüşmemesi olabilir tabi.
Öte yandan IKEA da, kendini Fransızlara sevdirmek adına ilginç hamleler yapmaktan geri durmuyor. Şirket bunun için Fransa’da yeni bir pazarlama kampanyası başlatıyor. IKEA Fransa’da Paris’in en yoğun metro istasyonu olan Opera ve Concorde’un yolcu bekleme ve dinlenme yerlerini IKEA’nın mobilyalarıyla donatıyor. Metronun gelmesini bekleyen yolcular IKEA konforunu tecrübe edecekler.
Öte yandan IKEA da, kendini Fransızlara sevdirmek adına ilginç hamleler yapmaktan geri durmuyor. Şirket bunun için Fransa’da yeni bir pazarlama kampanyası başlatıyor. IKEA Fransa’da Paris’in en yoğun metro istasyonu olan Opera ve Concorde’un yolcu bekleme ve dinlenme yerlerini IKEA’nın mobilyalarıyla donatıyor. Metronun gelmesini bekleyen yolcular IKEA konforunu tecrübe edecekler.
28 Nisan 2010 Çarşamba
Aile Şirketleri Büyüyor
Deloitte Türkiye’nin gerçekleştirdiği Aile Şirketleri Araştırması 2010’un sonuçları 'Rotasını başarıya çevirenler' başlığı ile yayınlandı
‘Rotasını başarıya çevirenler: Aile Şirketleri Araştırması 2010’ raporu, Türkiye ekonomisine yön veren aile şirketleri yöneticilerinin değerlendirmelerini içeriyor. Araştırma raporu, yöneticilerin şirketlerine bakış açılarını, ileriye dönük hedeflerini, şirket profillerini ve büyüme stratejilerini ortaya koyuyor.
Aile şirketleri yöneticilerine, şirketlerinin değerini artırdığına inandıkları stratejileri ne kadar başarı ile uyguladıkları sorulduğunda, performansın arzu edilen düzeyde olmadığı görülüyor.
Aile şirketlerinin yüzde 71’i “yönetim ekibinin becerilerini geliştirmeyi önemli bir strateji olarak işaretlerken yalnızca yüzde 4’ü bu alandaki performanslarından memnun olduğunu belirtiyor. Aynı şekilde, aile şirketlerinin yüzde 55’i “ürün yeniliği”nin çok önemli bir stratejileri olduğunu belirtirken, yalnızca yüzde 15’i bu alandaki performansından memnun bulunuyor.
Bunlara paralel olarak, aile şirketlerinin gelişmeye açık diğer alanları “yatırımların daha verimli kullanılması” ve 'eknolojiden daha çok yararlanmak' olarak öne çıkıyor.
Başarılı ve sürdürülebilir büyümeyi sağlayan firmalarda yetenek yönetimi ve yeteneklerin gelişiminin sağlanması gittikçe önem kazanıyor. Deloitte araştırmasına katılan aile şirketleri yöneticilerinin yüzde 71’i de şirketlerinin değerlerini artırmada yönetim ekibinin becerilerinin geliştirmeyi en önemli strateji olarak belirtiyor. Her “ürün yeniliği” en fazla öne çıkan ikinci strateji olma özelliği taşıyor. Bunlara ilave olarak, araştırmaya katılan aile şirketlerinin hemen hemen yarısı yatırımların daha verimli kullanılmasını ve teknolojiden daha fazla yararlanılmasını şirket değerinin artmasında önemli stratejiler olarak belirtiyor.
İş hayatında ve şirketlerinde en çok neye değer verdikleri sorulan şirket sahiplerinin, yüzde 56 oranında şirketlerinin kendilerine sağladığı mücadele ve başarı ortamı olarak yanıt vermeleri, anketin çarpıcı bulgularından birini oluşturuyor.
Aile şirketleri yöneticileri için diğer motivasyon kaynakları da aileleri için yarattığı finansal gelecek (yüzde 18) ile onlar ve aileleri için sağladığı gelir (yüzde 14) olarak öne çıkıyor.
Wal-Mart, ABD’de Dijital İletişimi Deniyor
Halen mağazalarına yerleştirdiği TV ekranlarından hizmet ve promosyonlarını duyuran Wal-Mart, dijital ekranlarda verdiği mesajlarla aynı iletişimi yapmaya başladı. Sonuçta yapılan araştırma mesajların yüzde 40 daha fazla algılandığını ortaya çıkardı. Dijital ekranlarda görüntü yok sadece yazılı mesajlar var. Bu ekranlar mağazanın girişine, her kategorinin olduğu bölümlere ve gondol başlarına yerleştirilmiş. Mağaza girişinde ortalama 21 saniye harcayan müşterilerin bu süre içinde kısa ve öz mesajları girişteki dijital ekranlardan aldıkları ve mesajlarda verilen promosyonlar satışlarının çok daha fazla aldığı belirtildi.
Cirolara Göre Dünya Sıralaması
Deloitte’un hazırladığı “Perakendenin Küresel Güçleri 2010” raporunda göre önde gelen 250 perakende kuruluşu cirolarına göre sıralandı
Geçen yıl ciro açısından en yüksek performansı sergileyen ilk 10 marka zirvedeki 250 marka arasında konumunu sağlama alırken bu 10 şirket, 2008 toplam perakende cirosunun yüzde 30’unu gerçekleştirdi.
Wal-Mart 401,2 milyar dolar ile zirvede yer alırken bu kuruluşu 127,9 milyar dolarla Carrefour ve 99 milyar dolar ile Metro izledi.
Bir çok perakende markası, İnternet ortamında sosyal topluluk ağlarının avantajlarını değerlendirmeye başlamış görünüyor. Alternatif perakende kanallarına sahip markalar e-ticaret becerilerini geliştirmeye çalışırken, online satışlar hala toplam cironun çok küçük bir yüzdesini oluşturuyor. En büyük 100 perakendecinin gelirleri içinde internetten satışların payı toplam satışların ancak yüzde 6,6’sına ulaşıyor. FMCG perakendecilerinde ise online satışların payı yüzde 0,9 gibi çok düşük bir düzeyde görünüyor.
Gelişen pazarlarda faaliyet gösteren perakende zincirleri kendi bölgelerinde öne çıkmaya başlarken, birçoğunun rakipleriyle küresel pazarlarda mücadele edebilecek bir konuma geldiği ifade ediliyor. Bu tip markalar açısından bir sonraki adım bölge ülkelerine yatırım yaparak kendi coğrafyalarında büyümek olacak.
Dünyada cirolarına göre ilk 10 perakendeci
Geçen yıl ciro açısından en yüksek performansı sergileyen ilk 10 marka zirvedeki 250 marka arasında konumunu sağlama alırken bu 10 şirket, 2008 toplam perakende cirosunun yüzde 30’unu gerçekleştirdi.
Wal-Mart 401,2 milyar dolar ile zirvede yer alırken bu kuruluşu 127,9 milyar dolarla Carrefour ve 99 milyar dolar ile Metro izledi.
Bir çok perakende markası, İnternet ortamında sosyal topluluk ağlarının avantajlarını değerlendirmeye başlamış görünüyor. Alternatif perakende kanallarına sahip markalar e-ticaret becerilerini geliştirmeye çalışırken, online satışlar hala toplam cironun çok küçük bir yüzdesini oluşturuyor. En büyük 100 perakendecinin gelirleri içinde internetten satışların payı toplam satışların ancak yüzde 6,6’sına ulaşıyor. FMCG perakendecilerinde ise online satışların payı yüzde 0,9 gibi çok düşük bir düzeyde görünüyor.
Gelişen pazarlarda faaliyet gösteren perakende zincirleri kendi bölgelerinde öne çıkmaya başlarken, birçoğunun rakipleriyle küresel pazarlarda mücadele edebilecek bir konuma geldiği ifade ediliyor. Bu tip markalar açısından bir sonraki adım bölge ülkelerine yatırım yaparak kendi coğrafyalarında büyümek olacak.
Dünyada cirolarına göre ilk 10 perakendeci
Carrefour'dan Kritik Karar
Yeniden yapılanma kararlarına paralel olarak Fransız perakendeci Carrefour, Belçika’daki 14 hipermarket ve 7 süpermarketini kapatıyor.
Bu kararın sonucu 1700 çalışan işini kaybedecek. Geri kalan 42 hipermarket ve 371 süpermarketin yenilenmesi için 3 yıl boyunca 300 milyon avro yatırım yapılacak. Bunların en az üçte birinin de kapatılacağı, franchise ortağa devredileceği ya da satılacağı açıklandı.
Bulgaristan’da 200 milyon avroluk yatırım yapacak. Carrefour, gelecek 5 yıl içinde Bulgaristan’a 200 milyon avro yatırım yaparak ülkedeki hipermarket sayısını 20’ye yükseltecek.
2009 yılını yüzde 1.2’lik satış kaybı ve toplam 86 milyar avro ciroyla kapatan Carrefour’un EBİT sonucu ise yüzde 38.9 oranında düşerek 1.7 milyar avro oldu. Fransa satışları yüzde 2.7 düşerek 36.9 milyar avro, Fransa hariç Avrupa satışları yüzde 5.4 düşerek 30.7 milyar avro, Asya satışları yüzde 8.4 artarak 6.6 milyar avro; DIA satışları yüzde 0.3’lük düşüşle 9.6 milyar avro olarak gerçekleşti.
Irak pazarına giriyor. Orta doğuda Carrefour’un en büyük franchise ortağı Majid Al Futtain (MAF) grupla Irak’ta hipermarketler açacağı açıklandı. İlk hipermarketin 2010 yılı içinde Erbil’de açılacağı da Dubai merkezli Gulf News Gazetesi’nde haber olarak duyuruldu.
Carrefour'un operasyonel karı geçen yıl yüzde 16 azalarak 2,777 milyon avroya geriledi. Wal-Mart'tan sonra dünyanın iki numaralı perakendecisi kabul edilen şirketin geçen yıl karı yüzde 69,8 oranında azalarak 385 milyon avro oldu. Bu oran 2008 yılında 1,274 milyar avroydu.
Geçen yılın ilk çeyreğinde şirket, ilk kez 58 milyon avro zarar açıklamıştı. Şirketin 2009 yılı operasyonel karı ise yüzde 16 oranında azalarak 2,777 milyar avroya geriledi. Şirket ayrıca geçen yıl için 1,07 milyar avro istisnai harcama açıkladı.
Carrefour'un geliri de yüzde 1 oranında azalarak 87,38 milyar avro oldu. Satışlar Fransa, Avrupa ve Asya'da azalırken Latin Amerika'da artış kaydetti.
Grubun Mali Müdürü Pierre Bouchut, 2009 yılında sektörde yaşanan zorluklara şirketin iyi dayandığını ve dönüşüm planının ilk olumlu etkilerinin görüldüğünü söyledi. Bouchut, şu an 2010 yılı beklentilerini açıklamak için çok erken olduğunu, Ocak ayının iyi geçtiğini ancak yılın tümü için görünümün hala çok belirsiz olduğunu kaydetti.
Carrefour'un 2010 yılı perspektiflerini ise bu yılın Mayıs ya da Haziran ayında açıklaması bekleniyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)